top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıİlgebey

DÜNYANIN EN GÜZEL GÖZÜ EŞEKLERDE. YA SÜTÜ?

Güncelleme tarihi: 1 Şub 2021



Memeli yavrusu dünyaya gözünü açar ve “ne iş” diyemeden ağzında memeyi bulur. Kendi de ne yaptığının farkına varmadan bi bakar ki emiyordur. “Emmek ne? Nerden biliyorum ki ben bunu?” dese de kendi türüne özel içeriğe sahip olan sarımsı sıvıyı içebildiğince içer. Sonradan isminin “süt” olduğunu öğreneceği bu sıvı, kendi türünün ihtiyacına yönelik içeriğe sahip bir hayatta kalma içeceğidir. Yine de bir memeli türü gidip diğerinin sütünü içerse yine iyi kötü hayatta kalır (Bkz: Altar’ın oğlu Tarkan).

Diyelim ki anne sütü yok. O zaman inek sütü? Olmaz. Ya eşek sütü? Anne sütüne en yakın hayvan sütünün eşek sütü olduğu bilgisi kulaktan duya duya da olsa yaygın. O zaman anne sütü alamayacak olan bebek napsın, anası babası eşek mi sağsın?

Spoiler olacak bir şeyi yok da, ben baştan söyleyeyim, bunun cevabını bulamadım ama elde gene de değerli bilgiler var. Şimdi bir kere yetişkinliğe geçtiğimizde süt repertuvarımıza ilk iş inek sütü ekleriz. İnek sütüne az önce niye “Olmaz” dedik, bir bakalım.

Neymiş, "Olmaz"mış...

Hakkaten de Olmaz: İnek Sütü

1 su bardağı anne sütü ve inek sütü karşılaştırılırsa:


Anne sütünün protein miktarı bir miktar daha düşük. Çünkü yav parmak kadar çocuğun böbreği ne kadar gelişmiş olacak ki?

Sonuçta sindirim sonrasında vücutta kullanılmayacak olan, lazım olmayan şeyleri idrarla dışarı atmak gerekecek. İdrarı yapacak organ da böbrek. Dolayısıyla “böbrek solüt yükü” önemli. Yani süt adlı sıvının içinde çözünmüş madde miktarının böbrekte oluşturacağı yük.

Bebeğin böbreğine ne kadar az iş çıkarırsak o kadar iyi. O yüzden protein gibi çözünmüş maddelerin böbreğe sınırlı miktarda gelmesi lazım. Bu açıdan karşılaştırıldığında inek sütü anne sütünün yaklaşık 5 katı fazla yük bindiriyor böbreğe. Bi dur bakalım yani, daha evlat dünyaya yeni açtı gözlerini.

“Laktoz” şeklinde spesifik olarak belirtilmesinin (yani “karbonhidrat” denmemesinin) sebebi, sütlerin temel karbonhidratının laktoz olması. Zaten laktozun diğer adı “süt şekeri”. Anne sütünde laktozun fazla olması göze çarpabilir ama laktozun sindirimini kolaylaştıracak olan enzimler de var sütün içinde. Ayrıca laktoz, bebeğin bağırsak gelişimi ve buradaki dost bakteri nüfusunun oluşumu için de önemli.

Çok ayrıntısına dalmadan birkaç ordan burdan bilgi daha:

-İnek sütünde alerji yapabilecek olan beta-laktoglobulin proteini var. Anne sütünde ise yok. Sütleri bebeklerin veya çocukların kullanımı için karşılaştırmak peşine düşersek bakacağımız şeylerden biri bu olmalı.

-Sütlerdeki iki temel protein kazein ve whey proteini.


Whey suda çözünür, kazeinise asitte ya da renin enzimi etkisiyle çözünür. Daha doğrusu whey çözünürken kazein çökelir. “Çökelek” olur. Zaten peynir yapımı kazein olmazsa olmaz. O çökelmedir peyniri peynir yapan. O çökelmeyi de kazein yapar.

Peynirin altından sızan sıvıda ise whey proteini var. Whey’in sindirimi daha kolay olduğu için bebek için daha iyi. İnek sütünde kazeinin whey’e oranı 80/20. Anne sütünde ise 40/60. Anne sütü, amacına uygun olduğunu her yönüyle gösteriyor. Üstelik anne sütündeki kazein proteinlerinin hem miktarı az hem de elde olanın çapı küçük. Yani baş etmesi kolay. Ne kadar küçük o kadar sorunsuz (Söz meclisten dışarı).

-Anne sütünü daha sindirilebilir yapan enzimler sütün içinde var. Yani ürünle birlikte geliyor. Yağı sindiren “lipaz” ve süt yağının annenin memesinde sentezlenmesini sağlayan “lipoprotein lipaz” örnek. Bir de, anne sütünde yağ zaten az ama işin güzel yanı, bu yağın içinde doymamış yağlar baskın (Doymamış yağlar, doymuş yağların aksine damar çeperinde birikerek kalp-damar sorunlarına yol açmaz). Ve kazeinde olduğu gibi, bu yağların da çapı daha küçük. Genellikle boyut açısından bakılınca anne sütünün içindeki maddeler böyle çünkü yani... bebek ne kadar ki ... yani...

-Emzirmenin başlangıcında gelen süt, yağı az, laktozu fazla olacak şekilde gelir. Bunda amaç, kurumuş kalmış çocuğun susuzluğunu alıvermek, kan şekerini şöyle bir yükseltivermek.

Emzirme uzadıkça süt yağlanır, baştaki yağ miktarının 3 katına çıkar.



Protein de artar, ilk süttekinin 1.3 katı miktara ulaşır. Süt yoğunlaştıkça yoğunlaşır, çocuk da bir noktada doyar ve emmeyi bırakır. Yani, bebeğin enerji ihtiyacının karşılanması için uzun uzun emmesi lazım. Aynı zamanda bu emme olayı, çocuğun kaliteli uyku çekmesi, anacığıyla bağ kurması ve genel olarak güzel hissetmesi için önemli.

Sütler Savaşıyor

Çelıncı genişletelim. Karşılaştırmanın içine bir de keçi sütünü ilave edelim bakalım.

- Yağ açısından bakarsak, keçi, bir sebepten yavrusuna daha fazla yağ verme ihtiyacı duyuyor. Yani aralarında en yağlı süt keçinin sütü. Ardından memeli yavruları arasında muhtemelen en savunmasızı olan insan yavrusu geliyor. Buzağı, boyutunun tahmin ettireceğinin tersine daha az yağ istiyor.

- Laktoza bakarsak, insan yavrusu buna daha çok ihtiyaç duyuyor. Memeli türleri arasında bilişsel düzeyi en yüksek olan canlı olması ve beynin enerji için temel kaynağının glikoz olması (laktoz parçalandığında galaktoz ve glikoza dönüşür, galaktoz da glikoze çevrilerek vücutta işlenir) bana olası sebep gibi geliyor. Ardından buzağı ve son sırada da oğlak var.

- Konu proteine gelince, -bu kaba bir tahmindir- boyutu daha büyük olan buzağının daha fazla proteine ihtiyaç duyacağı tahminini yaparsak doğru sonuca ulaşıyoruz. Ardından insan yavrusundan daha büyük boyutta olan oğlak ve son sırada da bizim velet var. Sebep bu olmayabilir, düpedüz cahilliğimi ortaya seriyor olabilirim ama dedektiflikçilik oynayasım var işte (Ya da “dedektifçilik”?).

Daha önce dediğim gibi, proteinin çeşidi de önemli. Anne sütünde proteinlerin %35’i kazein. İnek sütünde ise bu oran %80’i buluyor. İneğin midesinin dört bölümlü olduğu, içerde her işlem için ayrı oda olduğu, yani yerleşik ve katı bir bürokrasi olduğu düşünüldüğünde, sindirimi daha zor olan kazeini buzağı muhtemelen dert etmeyecektir (Bak hele bak çıkarımın bilimselliğine...).

Anne sütünde whey proteinlerinin baskın olma sebeplerinden biri sindiriminin daha kolay olması iken diğeri ise enfeksiyondan koruyucu etkileri. Whey çeşidi olan beta-laktoglobulin, alfa-laktalbumin gibi proteinler enfeksiyona karşı koruma görevini üstlenirler.

Keçi sütünün sıkıntıları arasında protein miktarının insan yavrusuna fazla gelecek miktarda olmasının yanı sıra sodyum içeriğinin anne sütündekinin 3 katı olması da var. Proteinin vücutta işlenebilmesi için öncelikle parçalanması gerekir. Parçalanınca ortaya aminoasitler çıkar. Adı üstünde “asit”. Yüksek miktarda protein, belli dengede bulunması gereken asit düzeyini artırabilir, yani “asidozis”e yol açabilir. Bu da vücuttaki en ufak kağıt-kürek bürokrasisini bile etkiler. Fazla sodyum ise “hipernatremi”ye -yani sodyum yüksekliğine işte- neden olabilir ve bu da dehidrasyona (“susuzluk” diyelim) yol açabilir.

Yine de keçi sütü inek sütünden daha az alerjik. Ama inek sütüne alerji geliştiren çocukların çoğunda keçi sütüne karşı da alerji gelişiyor.

Bir diğer sorun, keçi sütü alan bebeklerde vücuttaki folat (“folik asit” türü) miktarının düşüşünden kaynaklı anemi görülme riski. Anne sütünde litre başına 50 mikrogram (mcg) olan folat miktarı, keçi sütünde sadece 6 mcg. Oğlak, bir sebepten o kadar fazla folata ihtiyaç duymuyor (Folatın başlıca görevleri arasında hücre büyümesi ve yenilenmesi var ve bu, özellikle bebekler için önemli). Oysa ki 6 aydan küçük bebeklerin günlük folat ihtiyacı 65 mcg. Yani insan yavrusunda kurtarmaz.

“Pulp Fiction”da başlangıçta gördüğümüz çifti filmin sonuna kadar görmeyişimiz gibi oldu, belki de unutturdum ama gelelim “honey bunny”miz eşek sütüne.


Altın Semerin Gereksizliği

Süt niye var? Yenidoğan ihtiyacını alabilsin diye. Her türün ihtiyacı da farklı. Buzağının daha fazla proteine, oğlağın da daha fazla yağa ihtiyacı olduğunu gördüğümüz gibi.

Konferanslarda falan her şeye ilk önce tanımından başlarlar. Yani neredeyse Powerpoint sunumuna başlamadan önce “Powerpoint nedir? Onu bi konuşalım önce” diyecek olur hocalar. Bu başlama şeklindeki sıkıcı geleneğe biraz benzeyecek ama kimsenin pek de umrunda olmayacağını düşündüğüm ve tam da bu yüzden ilginç bulduğum bir bilgiyi, şu soruyu sorarak vericem: “Eşek nereden geldi?”. Eşeğin atası, MÖ 4000’lerde Kuzey Afrika’daki Akdeniz kıyılarında evcilleştirilen küçük, gri bir dedecik. Eşekler at ile aynı ailede.


Kenya’da olduğu gibi belli bölgelerde eşek hala birincil taşıma aracı ve aynı zamanda da birincil süt kaynağı.

Eşek Sütü-İçindekiler


100 mL’sinin (1 çay bardağı) içeriğine bakarsak:

Protein: 1.5-1.8 gram (Whey: 0.6 gram)


Yağ: 0.3-1.8 gram

Laktoz: 5.8-7.4 gram

Whey oranı hala anne sütünde en fazla. Eşek sütünde ise daha az (%37) ama inek sütüne göre daha fazla (%17).

Eşek sütü, genel olarak belirtecek olursak proteini ve yağı düşük, laktozu ise yüksekçe bir süt türü. Dünya eşek stoğunu -oldu ya hani, bir ihtimal, merak ettik- sıralama Çin, Pakistan, Etiyopya şeklinde. Çin’in eşek çiftliklerinin bol olan Xinjiang bölgesinde yılda 40.000 ton eşek sütü üretiliyor. Ki normalde asıl sıkıntı zaten bu: Eşeği yetiştirdin diyelim, sütünden verim almak zor. Aldın diyelim, dağıtmak zor çünkü pazarı yok sayılır. Dağıttın diyelim, maliyeti var. Haliyle fiyat konusu sıkıntılı. Neyse, şimdi heves kaçırmayalım, Çin’de yapılmış bir çalışmaya bakalım:

4-14 yaş arasındaki, 120-300 kiloluk eşekler bir çalışmada 7 gruba ayrılmış. Bu gruba ayırma işlemini eşeklerin yaşlarına göre yapmışlar. Gruplar sırasıyla 15 aylıki 30 aylık, 60, 105, 120, 150, 180 aylık şeklinde yaş bazlı oluşturulmuş. Her grupta 10 hayvan varmış. Bu gruplardaki eşeklerin hepsi aynı diyetle beslenmiş. Buyrunuz listesi (Eşekler için liste veren diyetisyen.....):

-1.04 kilo kepek

-0.88 kilo mısır

-0.099 kilo küspe (Yağ tortusu)

-0.98 kilo Qing Chu (Mayalanıp depolanmış mısır samanı)

-1.32 kilo yonca

-0.99 kilo buğday samanı

Yani bu diyetin %78.9’u karbonhidrat, %13’ü protein, %2.24’ü yağ ve %18.97’si posa (İnsan yavrusunun diyeti %40-60 CHO, %35-40 yağ ve ayına göre değişen, vücut ağırlığı kilogramı başına hesaplanan miktarlarda proteinden oluşur).

Bu eşekler günde 4 kez sağılmış: Sabah 6, öğle 12, akşam 6, gece 12. Eşeklerin “Bunlar napıyor ya?” diyip anlam veremediği sağımların ardından sütler dondurulmuş ve analiz edilinceye kadar depoda tutulmuş.

Bakmışlar görmüşler, bildiğimiz bir bilgiyi doğrulamışlar: Eşek sütünün proteini ve yağı az, laktozu yüksek. Bu özelliği eşek sütünü kısrak sütüyle beraber memeli sütleri arasında anne sütüne en yakın süt yapıyor. Hadi bakalım, kulaktan kulağa yayılan bilgi doğrulandı. Halk arası söylenceleri kazandı. Bundan sonrasında da bu başarının devamını bekliyoruz.

Protein İçeriği


Eşek sütünün whey içeriği yüksek, ama anne sütü kadar değil tabii. Bu whey proteinleri içerisinde alerjen beta-laktoglobulin olması ve (eğer bebekte/çocukta laktoz intoleransı varsa) laktoz içeriğinin yüksek olması potansiyel tehlikeler. Dışarıdan almaya mecbur olduğumuz, yani “esansiyel”, 8 aminoasit kısrak ve inek sütlerine göre eşek sütünde daha fazla miktarda. 2007’ye ait bu çalışma, eşek sütünü “anne sütü ikamesi” (yerine geçen) ilan ediyor (1.sayfa-2.makale).

Eşek sütündeki whey proteinlerinden biri de alfa-laktalbumin. Doğum sırasında sütteki düzeyi pik yapar ve anne emzirdiği sürece yaklaşık olarak sabit seyreder.Bu durum anne sütündeki olayla benzeşiyor. Ama yine gereksiz bir bilgi: Midilli sütünde alfa-laktalbumin 2 kat daha fazla. Ne önemi var? Whey proteinin daha kolay sindirilmesi, bağışıklığı desteklemesi ve antimikrobiyal oluşu.

Anne sütünün içinde ve diğer memeli sütlerinin içinde olduğu gibi, eşek sütünün içinde de yavruyu mikroptan koruyacak şeyler var. Bu antimikrobiyal olayı önemli çünkü bir sütün içinde mikropla savaşacak olan madde varsa mikrop sütün içinde nasıl dursun ki? Dolayısıyla anne sütü, kısrak sütü ve eşek sütünde mikrop miktarı daha az (Isıtmadan, inek sütündeki gibi kaynatmadan olmaaaaz).

Antimikrobiyallerden biri de “lizozim”. Liseden hatırlayabiliriz: “Lizozom” adlı organel, içindeki enzimleri boşaltır, önüne kattığını eritir. “Lizozim” de bunu mikropların hücre zarlarına yapan bir enzim. Bunu yapmasının yanı sıra parçalayıcı özelliğiyle büyük parçalı molekülleri küçük parçalara ayırarak sindirimi kolaylaştırır. Boyut küçükse, her açıdan küçük boyutlu olan bebeğin işi kolaylaşır. Dolayısıyla ishal, kabızlık, karın ağrısı gibi sindirim sistemi sıkıntılarını azaltmış olur.

Dikkat edilmesi gereken bir şey var: Söz konusu “büyüme” ve bunu çağrıştıran şeyler olduğu zaman akla ilk önce protein geliyor, ki bunu anlamak mümkün. Ama sadece proteine odaklanmak yanlış. “Daha fazla daha iyidir” diye düşünmek de öyle. Yaşamın ilk dönemlerinde sütün ya da mamanın proteini ne kadar yüksekse o kadar iyi diye düşünmek yanlış yani. O protein böbrek süzgecinden geçmek zorunda. Fazla proteini de depo edemediğimiz için ne kadar gereksiz protein verirsek bebeğin minik böbreği de o kadar yorulur...

Laktoz İçeriği

... ama bunun hakkında kesin konuşmak zor ve tehlikeli. Şunu söylemek ise mümkün görünüyor: Eşek sütü, inek sütü alerjisi olan çocuklar için alternatif süt olabilir. Ayrıca kimi kaynaklarda “probiyotik” olarak kullanımı da öneriliyor çünkü içinde bağırsaklarımızda bulunan dost bakterlerden Laktobasillerin gelişimini sağlayacak “lizozim” ve “laktaz” var.

Eşek sütünü tüketilebilir yapan, lezzetini sağlayan ve içindeki kalsiyumun vücutta emilimini yani vücut tarafından kullanılabilirliğini artıran şey laktoz. Unutmamak gereken bir şey: Laktoz, bağırsak flora gelişimi için lazım olan bir şey. Anne sütünde yüksek olma nedenlerinden biri bu. Probiyotiklerde kullanılma nedeni de bu (Laktoz intoleransında dikkat edilmesi gerek).

Karbonhidrat deyince akla gelen şeylerden birisi olan diyabet hastalığı ile eşek sütü arasındaki ilişki hakkında az miktarda çalışma var ama not düşelim: Eşek sütü, pankreasta insülin salgılamakla yükümlü olan beta hücrelerinin hasarını onarmada, organların insüline olan hassasiyetini artırmada ve vücuttaki antioksidan seviyesini artırmada etkili görünüyor. Yani diyabetten koruyucu etkisi olabilir.

Yağ İçeriği

Eşek sütünün toplam yağı düşük, anne sütünün de öyle. Ama anne sütünün düşük yağı içerisinde baskın olan yağ asidi tipi doymamış yağ asitleri, örneğin beyin gelişimi için önemli olan EPA ve DHA. Bu ikili eşek sütünde düşük miktarda. Diğer bir esansiyel yağ asidi türü olan omega-6 da düşük. Bunların hepsi bilişsel gelişim için gerekli. O yüzden yaşamın ilk yılında insan yavrusunda eşek sütünün uygulanması düşünüldüğünde bu sütün yetersiz kalacağını görebiliriz.

Ama... yağ asidi örüntüsü inek sütünden daha kaliteli olduğu için bebek maması yapımında inek sütü kullanmaktan daha faydalı olabilir. Yani anne sütünün yerini almasını tartışmak değil, anne sütünün yerini mamanın aldığı durumlarda kullanımına kafa yormak daha mantıklı gibi. Özellikle alerji gelişimini önlemek ve gelişirse de tedavisini sağlamak için. Ama işte eşek yetiştireceksin, sütünü alacaksın, arada tepik yiceksin, bir de süt verimi yüksek olacak, sonra dağıtıcan, pahalı olcak falan ... Çok boyutlu bir olay.


Mineral İçeriği

Mineral içeriği ise anne sütü ve kısrak sütüne yakın, toplam miktara bakarsak da anne sütünden daha fazla (ama miktar değil nitelik önemli).

Aradaki fark şu: Kalsiyum ve fosfor değerleri çok yüksek. Fakat kalsiyumun fosfora oranı anne sütündeki orana yakın. Kalsiyum ve fosfor birbiriyle çekişme halinde olan iki kardeş gibidir. Aynı yerlere giderler ama büyük kardeş olan kalsiyumun içeri girişlerde küçük kardeş ile yarışa girmesi durumunda kalsiyum “Bana ne ya” diyip oynamayan çocuğa benzer. Küçük kardeş içerde tepinip dururken kalsiyumdan faydalanamamış oluruz.

3 ay boyunca 16 sağlıklı Martina Franca cinsi (İtalya’nın Apulia bölgesinde ikamet eder) eşekten süt alınmış. Bunlar analiz edilmiş ve mineral miktarlarına bakılmış:

-Kalsiyum: 807 mg/litre

-Fosfor: 638 mg/litre

-Potasyum: 746 mg/litre

-Sodyum: 141 mg/desilitre

-Kalsiyum fosfor oranı: 1.26

Bu sonuçlar kısrak sütündekilere benziyor. Eşek sütünü değerlendirirken önemli ve pek akla gelmeyecek bir nokta var: Emzirme aşamasına göre sütün içeriği değişiyor. Emzirmenin ilk dönemlerine göre sonradan sonraya kalsiyum, fosfor ve magnezyum miktarları azalıyor. Önceden de dediğim gibi, sütün içeriği (ya da “faydası”) hakkında konuşurken emziren annenin emzirmenin hangi döneminde olduğunu da düşünmek gerek.

Alerjiye Çare Mi?

İnek sütü alerjisi olan, 3-8 aylık, 49 erkek, 32 kız, toplam 81 çocukla çalışılmış. Bunların bir grubuna 6 ay boyunca eşek sütü verilmiş. 81 çocuğun 78’ine ağızdan eşek sütü verildiğinde sadece birisi rekasiyon vermiş. 81 hastanın 22’si eşek sütü denemesi grubundaymış, yani diyetindeki inek sütü kaynaklarının yerini eşek sütü almış. Bu çocukların hepsi eşek sütünü iyi tolere etmiş, hiçbirinin de büyümesi olumsuz etkilenmemiş. Yani inek sütündeki proteinlere (beta-laktoglobulin) olan alerjik reaksiyonlarda eşek sütünün -yaşamın ilk 6 ayı dahil- uygun bir alternatif olabileceği sonucuna ulaşılmış.

Alerji ile ilgili bir başka kayda değer nokta, omega-3 içeriği. Eşek sütünün yağ kısmında omega-3 ve omega-6 gibi dışarıdan almaya mecbur olduğumuz yağ asitleri yüksek miktarda. Omega-3’ü alerjik bir durum olan atopik dermatitte kullanabiliyoruz. Dolayısıyla eşek sütünün çeşitli alerjilerde yararlı olabileceği tahminini yapabiliriz.

ÖZET

Eşek sütü, proteini ve yağı az, laktozu yüksek bir süt. Protein içeriğinde sindirilmesi daha kolay olan whey proteinleri baskın. Yağı zaten az, onda da dışardan almaya muhtaç olduğumuz omega-3 ve 6 var. Yine bu sütün içinde diğer memeli sütlerinin de bulundurduğu gibi yavruyu henüz savunmasızken enfeksiyonlara karşı koruyacak proteinler var. İnek sütünde bu proteinlerin alerjiye yol açabilme ihtimali, bizi bu sütün proteinlerine alerjisi olan bebek ve çocuklar için alternatif arayışına itiyor.


Ama anne sütünün yerine kullanılması düşüncesi asıl hedeften sapmak gibi. İçeriğinin anne sütüne yakın olması bilgisi kimi yetişkinlerin de ilgisini çekebilir ama yetişkinlerin tüketmesinin pek bir manası olmaz çünkü anne sütü bebeğin ihtiyaçlarına uygun içeriğe sahip. Yani bebek için. Düz.

Sıkıntı, eşek bulmak, eşeği yetiştirmek, sütünü almak, arada eşeğin nalını tatmak, üstelik sütü yüksek verimde elde etmek, devamında dağıtmak, bunların hepsinin maliyet demek olması ve sonuçta süt fiyatına pahalılık olarak yansıması ve dahası. Ama içerik açısından kısrak sütüyle birlikte memeli sütleri arasında anne sütüne en yakın süt olan eşek sütü, inek sütü alerjisi durumu için iyi bir alternatif olabilir gibi görünüyor. Bakıcaz, görücez.



82 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page