top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıİlgebey

KIRK YIL HATRI OLMAYABİLECEK MEŞRUBATLAR

Güncelleme tarihi: 1 Şub 2021

Muhabbet kuşunun ağırlığı ne kadar?


Neydi o Tom Hardy’nin oynadığı, tamamı yolda geçen film?


“That’s me in the corner”... Bu şarkının adı neydi?


Kediyle köpeğin besin gereksinimi arasında ne fark var?


“Astronot dondurması” ne ya?


Yaz internete. Bilgiye erişim artık daha kolay. Elimizin altında internet var, artık “O neydi ki ya?” sorusunun cevabı çok yakın. Bundan dolayı yıllar içerisinde çok fazla konuda duyarlılık artış gösterdi ama bunlar içerisinde en kapsamlı olup birçok farklı alanı kapsayan, ucu beslenmeye de değen ve sık sık Greta kardeşimizden fırçasını yediğimiz bir konu var: İklim değişikliği.


İklim değişikliğiyle ilgili duyarlılıktaki artış, farklı sektörlerden insanları kendilerine “Ben de bir şeyler yapabilir miyim ki?” diye sormaya itti. Sonuçta birçok ilginç fikir ortaya çıktı: “Et olmayan et”, “Yazdırılmış et” (3 boyulu yazıcı ile), protein kaynağı olarak böcekler vb. Çevreyi korumanın bir diğer yolu ise gıda israfını azaltmak. Yani sonuçta her besini %100 olarak kullanamıyoruz. Kabuklu meyve ve sebzelerin (muz, portakal, nar, salatalık vb) kabukları, çeşitli sebzlerin sapları (maydanoz vb) ya da yaprakları (brokoli, enginar vb) kullanılmayan kısımlara örnek. Bunun yanında bir de “çirkin sebze” ya da meyveler de var, ki bunların pek alıcısı olmaz. E atmıycaz da napıcaz ki bunlarla?


Toplumun yarısının yeteri kadar sebze ve meyve tüketmediğinin görmüşler Avustralya’da ve hem bu tüketimi artırmak hem de gıda israfını azaltmak için bir yol bulunmuş: “Sebze kahveleri”.



Köpüklü, Orta Şekerli Karnabahar Kahvesi


Mesela karnabahar... Mesela brokoli... Bunların kahvelerini yapmışlar. Evet, gerçekten de var böyle bir şey. İlk kez 2019 yılında Melbourne’de Hort Connections adlı konferansta “karnabahar lattesi” fikri ortaya atıldı. Burada yapılan şey, karnabaharı toz haline getirmek ve latteye o tozu eklemek.


7 gram civarındaki karnabahar tozu, 1 porsiyon sebze alımını sağlıyor. Sonuçta ortaya kremamsı, bildiğimiz kahvenin acılığının kırıldığı fakat yine de insana karnabaharı bir sebze olarak tükettiğini hissettiren bir nitelikte (“Fresh Select”in CEO’su John Said’in tarifi bu şekilde) bir kahve çıkıyor. Normalde karnabaharı tüketmeyecek olan bir kişiye kolayca tüketilebilecek şekilde sunmuş olunuyor yani bu sebze. Yani mesela ben de brüksel lahanasını hiç sevmem ama faydasını bildiğim için tüketirim fakat bu tüketimi kolaylaştırmak için mesela et ile birlikte tüketirim, hiç yoktan iyidir bu da (Aynı şeyi bamyada denedim ama verdiğim 15235. şansa pişman ettirdi...).


O yüzden Avustralyalı bilim insanları da demiş ki kendi halkına: “Demek sebze tüketmiyorsunuz ama kahve seviyorsunuz? O zaman kahveyi sebzeli için”.



İşte Şimdi İşin Rengi Değişir: Brokoli Lattesi


Buna benzer bir mantıkla yapılan diğer bir kahve türü de “brokoli lattesi” (Kimi yerlerde “broccolatte” diye de geçiyor). Mesela brokolinin yaprak ve sapı genelde atılır. Boşa gitmesindense bu kısımları toza çevirerek yeniden kullanıma sokmuş oluyoruz. Bunu toza çevirmeden öncesinde bir dehidratörde (“kurutucu” diyelim) düşük sıcaklıkta 14 saat bekletiliyor brokolinin kendisi. Bunu yapmaktaki sebep, sebzelerin %90’ının su olması. %90’ı su olan bir şeyi toza çevirmek süzgeci suyla doldurmak kadar mümkün gibi.


Öncelikle espresso shot’ına yeşil yeşil brokoli tozu ekleniyor. Sonra üstüne sıcak süt, ardından da bir miktar daha toz serpiştiriliyor. Kahveye 2 yemek kaşığı kadar brokoli tozu ekleyince 1 porsiyon sebze alınmış oluyor.


Fresh Select adlı firma, %80-85 verimle çalıştığını belirtiyor. Yani sebze hasadının %10-15’lik kısmı çöp. Öyle olacağına toz yapmak mantıklı. 10 kilo materyalden 1 kilo toz çıkıyor. Buradan oluşturulacak toz illa kahvede kullanılacak diye bir şey de yok. Yoğurt, smoothie, salata vb yiyeceklere de serpilebilir. Mesela yola gittiniz diyelim. Cebinizde bu toz paket halinde duruyor (rengine dikkat edin, sonra karnabahar federallerle başınızı derde sokmasın) ve yolda durakladığınızda 1 kase Arabaşı ya da Ezogelin söyleyip içine boca ediyorsunuz. Sebze tüketmiş oluyorsunuz hiç yoktan (Sanki restoranda sebze yemeği yok!).


Kadı Kızını Geçen Kusur


“Freeze-drying” yani dondurarak kurutma işlemi uygulandığında tek sıkıntı suda çözünen vitaminlerden kayıp yaşanması. Bundan kasıt, B ve C vitaminleri. C vitamini zaten kaçıp gitmeye bahane arayan, en dayanıksız vitamin. Bu toza çevirerek sebze kullanımını sağlamanın olası dezavantajlarından biri, özellikle de çocukların sebzenin yapısını bütün olarak tecrübe edememesine sebep olması.


Yani belli bir yaşa kadar sürekli brokolinin tozunu tüketmiş çocuğun önüne haşlanmış brokoliyi koyup “Bu brokoli” deyince çocuğun kafasının karışması gayet de normal olurdu. Ayrıca sebzeler posa içeriği açısından yüksek oldukları için kendilerini çiğnettirirler. Bu çiğneme hareketi beyne tokluk sinyalinin gidişini kolaylaştıran bir etken olmasının yanı sıra diş gelişimi, çene ve dil kaslarının ve konuşmanın gelişimini de sağlar. Çiğnemeyi ortadan kaldırınca bunları da kaldırmış oluyoruz, ayrıca posayı biz sindiremiyoruz ama bağırsağımızda bize dost bakteriler var, onlar mayalıyor ve bizim için de kullanılabilir hale getiriyor. Bu şekilde hem bağırsağın mikroplara (sözüm meclisten dışarı) karşı oluşturduğu “bariyer” niteliğini koruması hem de posa bir “süpürge” işlevi gördüğünden bağırsak hareketlerinin normal şekilde devam ettirilmesi sağlanmış olur. Posa ortadan kalkınca bağırsağa da pek gerek kalmamış oluyor.



Aynı şey bir gün yemeklerin bir hap ile alınacağı fantazisi için de geçerli olacaktır. Evrim çalışmaya devam edecek, eskisi gibi işlevi olmayan bağırsaktan (ki ne kadar yer kapladığını hatırlayın) yavaş yavaş tasarruf edecektir. Neyse, daha fazla sapmıyorum.


Yok Mu Bir Mantar Kahvemiz?


Sadece brokoli ve karnabahar lattesi yok. Bunlardan daha öncesinde zencefil, zerdeçal, mantar ve pancar latteleri de üretildi. Mantık genel olarak aynı ama bunlar arasında konsepti biraz daha bundan uzak olan bir malzeme var: Mantar.


İlk kez mantar kahvesi üretimi, elde avuçta pek bir şeyin kalmadığı II. Dünya Savaşı yıllarında Finlandiya’da gerçekleştirilmiş. Burada chaga mantarları kullanılmış. Aynı işlemlerle kahve ortaya çıkarılıyor. Mantar da toz gibi kullanılıyor yani. Mantar kahvesiyle ilgili yorumlar -Brokoli Lattesi’nde olduğu gibi- pek olumlu değil, ama Brokoli Lattesi genellikle “Ne gerek var?” tipi muhafazakar bir tepkiyle olumsuz geri dönüş alırken mantarda bunun yanı sıra fiyatının pahalılığı da insanları iten şeylerden. Bir örnek, yarım kiloluk mantar kahvesinin 24 dolar civarı olması.


Avantajları yönleri de var gerçi. Mesela kafeini daha az. Hatta normalin yarısı. USDA verilerine göre 230 ml civarı bir kahvede normal 95 mg kadar kafein bulunur. Mantar kahvesinde ise yeşil çaydakine yakın bir miktar: 50 mg. Günlük kafein alımının üst sınırının 400 mg olduğu da aklımızda bulunsun. Yani genel tepkinin şöyle olduğunu söyleyebiliriz: İyi, tamam, kafeini azaltmak için iyi bir seçenek gibi. Ama değer mi?


İnsan yenilik isteyen bir canlı. O yüzden insanoğlu varlığını sürdürdüğü sürece arayışlar devam edecek. Karşımıza alışık olmadığımız yeni fikirler çıkacak ve ben bu çabaları değerli buluyorum. Belki ileride bu kahveleri ülkeler sahiplenecek, belki turizm ya da tanıtım malzemesi olarak bile işlev görecek (Biz antep fıstığı kabuğunu öğütüp toz yapıp kahveye ekleyeceğiz, sonra Yunanistan patentini alıp ismine “fıstıki” diyecek falan. Buralar karışır...).


Bu sebzelerin kullanılmayan ya da “çirkin” kısımlarını yeniden kullanıma sokmak fikri iyi, hoş... Ama bir şey gördüm ve canımı sıktı: “Kemik Suyu Lattesi”ne gerçekten gerek var mıydı?




KAYNAKÇA


1-https://www.taste.com.au/healthy/articles/cauliflower-coffee-next-health-food-trend/m657xrrt


2-https://amodrn.com/so-cauliflower-coffee-has-just-made-its-debut-as-the-newest-health-trend/


3-https://www.abc.net.au/news/rural/2018-07-12/powered-veg-reduces-waste-and-meets-demand-for-superfood-craze/9979182


4-https://www.drinks-insight-network.com/comment/what-is-mushroom-coffee/


5-https://www.outsideonline.com/2393110/is-mushroom-coffee-good-for-you

24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page